Aşk hâlâ var. İnsanlar hâlâ seviyor, bağ kuruyor, birlikte yaşlanmak istiyor. Ancak günümüz ilişkileri, artık sadece kalpten değil, cebin durumundan da geçiyor. Bu noktada toplumsal yapıyı yeniden düşünmek, evlilik ve ilişki kavramlarını dönüştürmek kaçınılmaz hale geliyor.
Bir meslek yasası; belirli bir alanda çalışan profesyonellerin görev tanımlarını, çalışma koşullarını, etik ilkelerini ve haklarını tanımlayan hukuki bir düzenlemedir. Hâlihazırda doktorlar, mühendisler, gibi birçok meslek grubu bu yasal güvenceye sahiptir. Ancak sosyologlar için böyle bir düzenleme olmaması şu sonuçları doğurmaktadır:
Küreselleşme ile Beraber Kaybedilen Değerler
İnsanoğlu, binlerce yıldır kendisini değersiz gösterecek ve olmadık şeylere üzebilecek birçok yöntem geliştirmiştir. Bu nedenle insanlar, yaşamlarındaki tüm imkânsızlık ve olumsuzlukları bir kenara bırakarak mutlulukla mücadele etmeye öncelik vermişlerdir. Mutlulukla başa çıkmaya çalışmak, ne kadar inkâr etsek de çoğumuzun yaptığı bir şeydir.
Bir sosyolog olarak akademiden-sokağa uzanan bir yolun nasıl olduğu, asıl malzemenin sokak olduğu ve bizim gibi sosyologların toplumu en güzel analiz edip çözüm önerileri sunan ön görebilirlik gücümüzü bu dergi sayesinde göstermek istiyorum. Simmel'ın dediği gibi "gözler sosyolojik imalar taşır." Bize şans verilsin bu gözler analiz etsin toplum sağlığını o çürüyen toplumu yaralarını sarsın.